Turc | Anglais | |
---|---|---|
Computer | ||
Computer | yeni yol | new route n. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | (cildin daha koyu görünmesine yol açan) yeni uzayan sakal | shadow n. |
General | yeni bir yol izlemek | strike out v. |
General | yeni bir yol izlemek | follow a new path v. |
General | her zamanki yoldan gitmek yerine yeni bir yol yaratmak | detour v. |
Idioms | ||
Idioms | yeni bir yol | new wrinkle n. |
Idioms | insan yaşamını ileri götüreceği düşünülen fakat genellikle yeni problemlere yol açan değişen/yeni dünya/toplum düzeni | a brave new world n. |
Idioms | yeni bir alanda yol almak/kat etmek | make inroads in/into something v. |
Idioms | yeni bir yol açmak/bulmak | blaze a trail v. |
Idioms | yeni bir yol açmak/bulmak | blaze the trail v. |
Technical | ||
Technical | (yeni döşenen bir yol) derzlerini doldurmak için kum ve çakılla kaplamak | blind v. |
Computer | ||
Computer | yeni yol kuralı | new path rule n. |
Construction | ||
Construction | yeni kalıplanmış tuğlaları kesime taşıyan paletlerin ilerlediği yol | page n. |
Biology | ||
Biology | yeni türlerin oluşumuna yol açmadan organizmayı değiştiren evrimsel olaylar | phylesis n. |